CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, Anayasa Mahkemesinin (AYM) Can Atalay hakkındaki ikinci “ihlal” kararına ilişkin, “Yasaları, Anayasa’yı, yargı kararlarını tanımayan yargı mensupları günü geldiğinde yargı önünde hesap verecek.” dedi.
TBMM Genel Kurulunda, CHP milletvekilleri, TBMM, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığının 2024 yılı bütçeleri üzerinde söz aldı.
CHP İzmir Milletvekili Yücel, demokrasi, adalet ve hukukun üstünlüğü açısından Türkiye’nin kritik bir eşiğe geldiğini belirterek, bunun sebebinin “iktidarın yasama, yürütme ve yargı olma isteği” olduğunu öne sürdü.
Hukukun tüm evrensel ilkelerinin ayaklar altına alındığını, yargı bağımsızlığının sona erdiğini öne süren Yücel, “Siyasallaşan yargıyla ülkeyi büyük bir krizin ortasına attınız; Yargıtay’a Anayasa Mahkemesini tanımama cüretini siz verdiniz, Anayasa krizi çıkardınız, adına ‘yargı krizi’ dediniz; takım tutar gibi yüksek mahkeme tutan Cumhur İttifakı ortakları olarak siz, 50+1 tartışmalarıyla gündemi meşgul etmekte hiçbir sakınca görmediniz.” ifadelerini kullandı.
Bugün Anayasa Mahkemesinin Can Atalay’la ilgili bir kez daha ihlal kararı verdiğini hatırlatan Yücel, “Yasaları, Anayasa’yı, yargı kararlarını tanımayan yargı mensupları günü geldiğinde yargı önünde hesap verecek, aynı FETÖ’cü yargı mensuplarının 15 Temmuz’dan sonra hesap verdikleri gibi. Bu ülkede ilk derece mahkemeleri ve Yargıtay, Anayasa Mahkemesini tanımıyorsa size değil de kime soralım?” sözlerini sarf etti.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Anayasa Mahkemesinin adaletiyle ünlü, Anayasa’yı koruyan, temel hak ve özgürlükleri savunan bir mahkeme olmadığını öne sürerek, “Türkiye maalesef anayasasız bir devlettir, bilerek ve isteyerek anayasasızlaştırılmıştır. ” dedi.
Anayasa Mahkemesinin Can Atalay hakkındaki ikinci “ihlal” kararına ilişkin de Emir, şu değerlendirmede bulundu:
“Can Atalay kararı, Anayasa Mahkemesinin kararına Yargıtay’ın uymaması, Yargıtay’ın ‘Seni tanımıyorum’ demesi ve hatta Anayasa Mahkemesi üyelerine suç duyurusunda bulunacak kadar ileri gidebilmesi, Meclis Başkanı’na iş öğretecek kadar cesaret göstermesi, anayasal düzene meydan okuması asla kabul edilemez. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, demokrasiye inanan bütün güçler olarak Anayasa’dan yanayız, yeni bir anayasa, demokratik bir anayasa yapılana kadar Anayasa’nın her maddesine uyulması gerektiğine inanıyoruz ve bunu savunuyoruz.”
CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğunu belirterek, “Anayasa Mahkemesi bugün bir ihlal kararı daha verdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararı yalnızca Anayasa’yı çöpe atma, Anayasa’ya karşı bir darbe girişimi değil, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisimize karşı bir had bildirme girişimidir. Kimin milletvekilliğinin düşürülüp düşürülmeyeceğine karar verecek olan burasıdır. Yasalara uygun bir şekilde seçilen, milleti temsil eden milletvekilinin görevini yapmasını sağlaması gereken burasıdır. Hiç kimse Anayasa’yı, yasaları çöpe atmaya kalkamaz. Hiç kimse Türkiye Büyük Millet Meclisine had bildiremez.” ifadelerini kullandı.
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Adalet Bakanlığı bütçesinin Anayasa’ya başkaldırma cüretini gösteren bir bakanlığın bütçesi olduğunu öne sürerek, “O nedenle, bu ülkenin adaletiyle ilgili sadece para konuşmayı reddediyorum.” dedi.
‘Yargı krizi’ denildiğinde sadece verilen kararlardan bahsedilmediğini ifade eden Bülbül, “Kararların nasıl verildiğinden, hangi talimatlarla iddianamelerin yazıldığından ya da yazılmadığından, hakim ve savcıların siyasi kimliklerinden, bazı Yargıtay ve Danıştay üyelerinin Anayasa ve kanunlara göre değil, saraya sundukları bağlılıklarından bahsediyoruz. Yargıyı bu hale getiren, yargıyı çürüten; çetelere, mafyaya, örgütlere, tarikatlara bırakan ne yazık ki sizlersiniz. Yurttaşlar böyle bir ortamda, hukuksuz ortamda doğal olarak adaleti mahkemelerde göremediği için Anayasa Mahkemesine ve AİHM’e gidiyorlar.” diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, adaletin bir bütçe meselesi olamayacağını ifade ederek, “Adaletin sorunları da parayla pulla mümkün değil çözülemez. Gerçek soruna odaklanmak lazım. Bugün adaletin ne terazisi ne kılıcı kalmış ve artık hepimizin gördüğü gibi gözleri de bağlı değil. Hukukun üstünlüğü endeksinde 142 ülke arasında 117’nci sıradayız ve maalesef, yarıştığımız ülkeler Angola, Nijer, Guatemala.” görüşünü paylaştı.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, hükümetin adalet politikasını eleştirerek, şunları söyledi:
“Türkiye’yi vatandaşlar bakımından ikiye böldünüz. Haklarını kullanma hakkına sahip olan vatandaşlar ve haklarını kullanma hakkına sahip olmayan vatandaşlar. Haklarını kullanma hakkına sahip olmayan vatandaşlara düşman cezası uyguladınız, bunun birçok örneği var ve tamamen hukuktan uzaklaştınız, yargıdan uzaklaştınız. Türkiye sizin zamanınızda en şiddetli bir biçimde düşman ceza hukuku uygulamalarıyla karşı karşıya kaldı.”
CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, dış politikada irrasyonel tutum ve davranışların bedelinin ağır olacağını belirterek, şunları kaydetti:
“Diplomasi mümkünü makulde aramak, makul çözümleri bulmaktır, bunu yaparken de ulusal çıkarları en tavizsiz biçimde önde tutmak esastır. Dış politika, her inandığımızı doğru varsaydığımız, ergenlik hülyalarımızı yahut ideolojik saplantılarımızı deneme yanılma yoluyla gerçekleştirmeye çalıştığımız bir alan değildir. Dış politikanın ayakları her zaman yere sağlam basmalı, tutarlı, öngörülü, öngörülebilir, sağduyulu olmalı, serüvencilikten kaçınılmalıdır. Her konuda en sert tepkiyi ilk veren olarak tribünlerden alkış almayı yeğleyen, sesi yüksek çıkınca daha ikna edici olduğunu sanan, Cumhuriyet’in dışişlerini partili Cumhurbaşkanının kişisel ilişkilerine ve ihtiraslarına kurban eden diplomasi makul olmaz, sonuç da alamaz.”